Herşey olabildiğince parlak ve pembeyken...
Pamuk şekeri misali hayaller varken...
Yüzlerde ışıltılı minik tebessümler...
Kırgınlık ve hayal kırıklığından bihaber her şeyi denemek isteyen atılgan minik kalpler...
Yere düşüp dizi kanadığında aslında en ağır yarayı yüreğinden alacağından habersiz etrafta koşuşturan küçük ayaklar...
Dünyayı boş vererek uçurtmalarıyla birlikte kendileri de uzak diyarlara uçarken;bir gün prenses bir gün süper kahraman olan ufaklıklar...
Ellerinden kayıp giderken zaman..
Soracakları o kaçınılmaz soru yüzyıllardır hep aynı:
''Daha mı kolaydı hayat çocukken ne?''.
Nazlıcım benım yazımdakı duyguyu sen kendı kalemınden cok guzel vermıssın
YanıtlaSilben de senın bu satırlarını okurken kendımden cok sey buldum
cok tsk edıyorum hersye ıcın sevgılerımle
çok teşekkür ederim beni kırmayıp okuduğun için..
YanıtlaSilAynen yüzyıllardır hep aynı soru soruluyor ve yetişkinlerin yaptığı her şey aslında çocukları için, gelecekleri için...
YanıtlaSilÇok güzel bır yazı ile merhaba demişsiniz güncenize, tebrik ediyorum. Devamını bekliyoruz..
İyi günler, hayırlı Ramazanlar...
Çok teşkkür ederm.
YanıtlaSilsize de hayırlı ramazanlar
sevgilerimle..
insanlar büyümekten korktukça,büyüdükçe karşılaştıklarından hoşlanmadıkça çocuk olmayı özlüyor ve o zamanşlar hep ama hep daha güzel geliyor ki o zamanlar bizde masumduk gördüklerimizde yaşadıklarımızda...
YanıtlaSilbüyüdükçe kirleniyor dokunduklarımız baktıklarımız
Asyelda:
YanıtlaSilÇok haklısın..
Benim anlatmak istediğimi kendi yorumunla daha da güzelleştirmişsin.
Sevgiler..